Yara İyileşmesinin Fizyolojisi
Yara hücresel zarar ve ölüm ile ortaya çıkan bir dokunun bütünlüğünde
fizyolojik anatomik ve fonksiyonel bir kopukluk meydana gelmesidir. Fiziksel,
kimyasal ve biyolojik olabilir. Her yaralanma vücut dokularını mümkün olduğunca
normale yakın bir şekilde onarmayı hedefleyen bir dizi koordine işlemi başlatır.
Bu düzeltme işlemi iyileşmedir. Yitirilen dokunun geri iadesi iki şekilde olur;
rejenerasyon ve tamir.
İyileşme sonucu ortaya çıkan ürün yapısal ve fonksiyonel olarak yaralanma
öncesi durumdan farksız ise rejenerasyon gerçekleşmiş demektir.
Bunun aksine doku bütünlüğü fibröz bağ dokusu skarı ile sağlanmışsa buna
tamir adı verilir.
Normal şartlar altında kemiğin iyileşmesi rejenerasyon, dermisinki ise
tamirdir.
Klinik açıdan yara iyileşmesi birinci, ikinci, üçüncü derece olarak sınıflandırılır;
Primer iyileşme; keskin şekilde açılmış olan yaranın insizyondan bir süre
sonra düzgün bir şekilde kapatılması ile ortaya çıkar. Süturlarla kapatılan insizyonlar
ve kompresyon plakları ile redükte edilen fraktürler buna örnektir.
Sekonder iyileşme; bir doku defektinin bağ dokusu ile dolmasıdır. Kalıcı
defekt bırakan avulziv yaralanmalar ile compound fraktürlerin spontan iyileşmesi
gibi.
Tersiyer iyileşme; sekonder iyileşmeye başlayan bir yaranın iyileşmeye başladıktan
sonra cerrahi olarak kapatılan yaralarda ya da iyileşmeye katkıda bulunmak amacı
ile greftlerin kullanıldığı durumlarda ortaya çıkan iyileşmedir. Bu tip kapatma
işlemine gecikmiş primer kapatma da denir.
Kütanöz İyileşmenin Komponentleri
Enflamasyon; yaralanmaya karşı verilen ilk cevaptır. Enflamtuar
cevap iyileşme sürecini başlatır ve yapısal bütünlüğün restorasyonunu hazırlar.doku
travması ve bölgesel kanama Hageman faktörü XII aktive eder. Bu da pıhtılaşma,
complement ve kinin salınımı (KS plazmada inaktif olarak
bulunan enzimlerin kademeli aktivasyonu ile inflamatuar peptidlerin,
opsoninlerin ve hücre zarı saldırı kompleksinin oluştuğu bir yoldur) gibi biyokimyasal olayları
harekete geçirir.
Trombositler çökerek hasar gören yüzeye yapışır. Trombositlerin
degranülasyonu serotonin, kateşolaminler ve histaminlerin açığa çıkmasını sağlar.
Pıhtılaşma mekanizması daha da güçlenir. Asit metabolitlerinden dolayı ortaya çıkan
vazokonstrüksiyon hemostaza yardımcı olur. Daha sonra venüllerde vazodilatasyon
görülür. Bu eğer damarsa değişikliklere, zarar gören dokulardan sentezlenen
prostoglandinler ve histaminler yol açmaktadır. Trombositler ve eritrositler kılcal
damarların iç yüzeylerine tutunmaya başlarlar ve oluşan pıhtı enflamatuar
hücrelerin göçü için bir matriks vazifesi görür.
Kütanöz İyileşmenin Komponentleri
Kemotaktik stimuluslar ile lökositler, plazma proteinleri ve eritrositler
bölgeye gelir. Nötrofiller bölgeye gelen ilk hücrelerdir. Devital dokuları
sindirip bakterileri fagosite ederler ve enfeksiyonu kontrol altına almaya çalışırlar.
Yarada 2-3 gün kaldıktan sonra yerlerini başka enflamatuar hücreler alır.
Daha sonra T ve B lenfositleri antibakteriyel savunmaya katkıda bulunan
lenfositleri salgılarlar.
5-6.günde enflame dokunun baskın fagositik hücreleri makrofajlardır.
Nötrofillerin başlattığı mikro debrisman aktif fagositik makrofajlar ile devam
ettirilir.
Her nekadar enflamatuar cevap yaralanma bölgesinin iyileşmesine yönelik
olsa da kontrol altına alınmadığı takdirde yıkıcı olabilme potansiyeline
sahiptir.
Dolayısıyle iltihabi cevabın şiddeti ve süresi fazla olduğu takdirde
genellikle morbidite ve iyileşmemenin bir belirtisi olarak kabul edilir.
Kütanöz İyileşmenin Komponentleri
Neovaskülarizasyon; yaranın neovaskülarizasyonu yada angiogenezisi
yaralanmadan sonraki ilk birkaç gün içerisinde başlar. Fagositoz sırasında
granülositler ve makrofajlar tarafından oksijenin tüketilmesi sonucu hipoksi
ortaya çıkar. Bu hipoksik durum hücrelerden salınan faktörler ile angiogenezisi
stimüle eder. Kan akımının düzeltilmesiyle
dokunun iyileşmesi için gerekli olan besin maddeleri sağlanabilir. PDGF
(platalet derived growth factor), BFGF (basic fibroblast growth factor) gibi
angiojenik faktörler makrofajlar tarafından salgılanarak enerji krizine cevap
verirler. BFGF kollajenaz, plazminojen gibi hidrolitik enzimleri aktive eder.
Bunlar mevcut kan damarlarının çevresindeki temel membranların çözünmesine yardım
eder. Yeni damarlar oluşmaya başlar. Yara kenarları iyi birleştirilmiş ise kılcal
damarlar bir taraftan diğerine kolaylıkla köprü kurabilir. Fakat avulziv
yaralanmalarda tamamen yeni bir damar ağının kurulması gerekmektedir. Bu yeni
yoğun damar tabakasına granülasyon adı da verilmektedir.
Kütanöz İyileşmenin Komponentleri
Fibroblastik proliferasyon; yaralanmadan iki gün sonra
fibroblastlar yara bölgesinde prolifere olmaya başlarlar. Fibroblastik
invazyonun sonucu yara kenarlarına kollajen köprülerin kurulmasıdır.
Bağ dokusunun onarılması; bağ restorasyonu ilk olarak ilerleyen fibroblastalar ve
gelişen kan damarları ile başlar. Tamir sürecinin başlangıç safhalarında
kollajen sentezi ve kollajenolizis eş zamanlıdır. Dolayısıyla yara iyileşmesi
hem sentez hem de lizisin beraber yürütüldüğü bir işlem olarak düşünülebilir.
Ancak kollajen bir kere stabilize oldu mu doku kollejenazlar tarafından
eritilmeye karşı dirençli hale gelir.
Kütanöz İyileşmenin Komponentleri
Epitelizasyon; uygun bir kütanöz iyileşmede yeni oluşan bağ dokusu
kompanentlerinin epitelle örtülmesi beklenir. Epitelizasyon yaralı bölgeyi
kapatır fibröz bir protein ve substat enzim sentezinin köprü kurmasına izin
vererek yapısal bütünlüğü sağlar. Epitelizasyonun meydana gelmesi yaranın
kontaminasyona açık kalmasına yol açar.
Bir avulziv veya eksizyonel yaralanma ile squamöz epitelin kaybedilmesi
marjinal bazal epitel hücrelerinin 24-48 saat içerisinde cevap vermesine neden
olur. Bazal hücrelerin mitozu belirgin bir şekilde artar, büyüyüp genişlerler,
yassılaşırlar ve bir taraftan mezenşim doku ile teması korurken bir taraftan da
yaraya doğru hareket ederler. Zaman içerisinde hücreler olgunlaşmaya başlasalar
da normal bir epitelyumun özelliklerine hiçbir zaman ulaşamazlar.
Kütanöz İyileşmenin Komponentleri
Kontraksiyon; yara bölgesinde önemli bir azalmaya yol açan karmaşık
bir işlemdir. Reepitelizasyon ile birlikte yara kapanmasında önemli bir yer
tutar. Kontraksiyon yerine ve çapına bağlı olarak hareketi sınırlayabilir.
Hatta iskeletsel yapıların büyümesini bile baskılayabilir. Kontraksiyona bağlı
olarak tükrük bezlerinde tıkanıklıklar oluşabilir yada dil tabanının
hareketinin engellenmesine yol açabilir.
Skar remodelingi; yaralanmadan sonra ilk hafta bölgedeki kollajenaz
aktivitesindeki artış yara remodelinginin başlangıcıdır. Bu işlem uzun süre
devam ederek skar boyutunu küçültür ve kollajen liflerinin yeniden organize
olmasını sağlar. Uzayan remodelling safhasına rağmen skar dokusu asla normal
bir dokunun elastikiyetine sahip olmayacaktır.
YARA İYİLEŞMESİNİN ŞEMATİK ÖZETİ
Bu konudaki histolojik araştırmaların
bir çoğu hayvanlar, özellikle
köpekler üzerinde yapılmıştır. Ancak, insanlardaki çekim boşlu-
ğunun iyileşmesi köpeklere göre daha yavaş bir tempo izlemekle
beraber histolojik (hücresel) olarak aynı safhaları içermektedir
Çekim yarasında hem yumuşak doku hem de kemik dokusu
bulunduğundan iyileşme, epitel dokusu iyileşmesi ve kemik dokusu iyileşmesi
olarak incelenmektedir
Kemik dokusu iyileşme safhaları:
I. Safha: Kanama:
Çekim esnasında periodontal lifleri ( dişi kemiğe bağlayan ipçikler )
koparılması ve kan damarlarının yırtılması ile bir kanama meydana
gelir
II. Safha: Koagülasyon (Pıhtılşma):
Çekim boşluğunda,koagülasyon mekanizması sonucu fibrin ağı teşekkül eder.
Normalde bu pıhtı alveolün ( çekim boşluğundaki kemik )
duvarına yapışır. Alveolü dolduran kan pıhtısı, ağız boşluğundaki zararlı
faktörlere karşı koruyucu bir doku olarak rol oynar. Önce kırmızı, sonra
kahverengi olan bu pıhtı, yüzeyde toplanan lökositlerden ve fibrinden
dolayı gri bir renk alır
III. Safha: Pıhtının Organizasyonu:
Kısa zamanda çevre dokulardan pıhtı içine kan damarları yürümesi
olur. Arteriollerde, venüllerde, kapillerde genişlemeler görülür, pıhtıda
değişmeler başlar. Pıhtı içinde özel bir dolaşım şebekesinin kurulmasıyla
pıhtı tam bir doku haline gelir
IV. Safha: Zarara Uğrayan Dokunun Rezorpsiyonu:
Bu esnada başka değişikliklerde olur. Pıhtının içine polimorf (çok şekilli)
lökositler fagositoz (ölüdokuları yemek) için girer. Yeni dokuya kuvvet
verecek, kollagen dokuyu oluşturacak fibroblastlar çoğalır. Artık pıhtıda işe
yaramayan dokuları ortadan kaldırmak üzere makrofajlar ortaya çıkar
V. Safha: Yeni Kemiğin Formasyonu:
Genç fibroblast tarafından oluşturulan kollagen matriks ilerde yeni kaba
yapılı kemiğin oluşmasında rol oynar
Çekim yarasının iyileşmesini bozacak herhangi bir etken rol oynamadığı
zaman, olgunlaşmamış olan bu kemik dokusu bütün alveole yayılır.
4-6 ay kadar sonra iyice organize olmuş erişkin kemik bu kaba kemiğin
yerini alır. Yüksek kalsiyum tuzlarının çökelmesi ile radyolojik olarak da
civar kemikle fark edilemeyecek bir görünüm kazanan kemik dokusu ile alveol
dolar
Yumuşak dokudaki iyileşme ise çok daha çabuk gerçekleşir. Alveolde
pıhtı teşükkülünden 1-2 gün sonra dişeti kenarının iç epiteli pıhtı ile
ilişkiye geçer. 4. günde periferde (çevrede) epitelizasyon (yumuşak
doku oluşumu) başlar, 6.-10. günden itibaren pıhtının üzerini tamamen
örter bir hal alır.
SPESİFİK DOKULARIN İYİLEŞMESİ
Cerrahi uygulamalar sırasında veya travmaya bağlı olarak periferal sinir
yaralanmalarına sıklıkla karşılaşılır. Bu yaralanma basit bir kompresyondan
kopmaya kadar değişebilir.
Neuroproxia; basit bir kontüzyondur (dokuların aşırı derecede
ezilmesi) ve periferal sinir hasarının en hafif tipidir. Epinöral kılıf ve aksonların
devamlılığı korunmuştur. Künt bir travma, çekme ve hatta enflamasyon myelin kılıfın
arasında devamlılığın bozulmasına yol açar. Yaralanma bölgesinin proksimalinde
bulunan kısmi stimülasyonlara hala cevap verebilmektedir. Devamlılığın
yitirilmesi sonucu impuls iletiminde bir aksama olur. Bu tip vakalar birkaç gün
veya bir hafta içerisinde normale döner.
Axonometezis; endoneurium sağlamdır ama hem myelin klıfı hem de akson
zarar görmüştür. Bu durum genellikle ezilmelerden yada şiddetli çekmelerden
sonra oluşur. Akson rejenerasyonu ile fonksiyon geri döner. Rejenerasyon, yaş
hücre gövdesine yakınlık ve lif çapı gibi faktörlere bağlıdır. İyileşme süreci
2-6 ay kadar sürebilir.
SPESİFİK DOKULARIN İYİLEŞMESİ
Neurometezis; sinirin tamamen kopmasıdır. Mikrocerrahi yapılmadan
kendi kendine düzelme olasılığı pek yoktur. Cerrahi onarım erken dönemde ve
uygun şartlarda yapıldıysa rejenere olan bir akson 3-20 gün sonra sütür hattını
geçip distal bölgeye girebilir.
Hasara uğrayan sinir lifleri rejenere olduğı sırada bunların etkilediği kas
ve diğer yapılarda faaliyetsizlikden dolayı atrofi meydana gelebilir. Kalıcı
fonksiyon hasarından sonra yüzde hemifasiyal atrofi meydana gelmesi bunun
klinik tablosudur.